2 Mart 2013 Cumartesi

Değerlendirme:FarCry3

Dikkat, bu yazı tamamen playstation oyunseverlere yöneliktir :)





Farcry3 oyunundan bahsetmek istiyorum. Adaptasyon sorunu yaşadım başlarda, yönlendirme tuşlarındaki yerleri ezberlemeye çalışma, ne yapacağını bilememe ve bunun sonucunda sürekli ölüyor olmam oyundan sıkılmama neden olmuştu ilk başta. Sonra şansımı zorladım, çözmeye çalıştım. Hangi tuşun ne işe yaradığını kavrayınca daha zevkli hale geldi ve elimden bırakamaz oldum, kendimi bir anda stratejiler kurarken buldum; “Adamları öldürmek için daha çok silah taşımam gerek, ama silah alabilmek için paraya ihtiyacım var. Bunun içinse daha büyük cüzdan gerekli. Büyük cüzdan dikebilmek için iki tane domuz avlamalıyım.” şeklinde sürüp giden bir strateji zinciri. İşte bu zincirin ardından domuzların peşinde koşarken ve hınçla derisini sökmeye çalışırken buldum kendimi :) o esnada eşim bana dehşet dolu gözlerle bakıyordu.

İçimde vahşi bir hayvan yatıyor olabilir mi?

Suya dalıyorsunuz aniden bir köpek balığı saldırıyor size. O kadar gerçekçi kurgulanmış ki, ani saldırı karşısında ister istemez çığlık atıyorsunuz.
Ben hoplayıp, bağırıp, heyecanlandıkça kocacımda ne oluyor diye panikliyor :) ama ben öyle bir dalmışım ki, tek derdim köpek balığından kurtulmak. İlk zamanlar daha çok panikliyorsunuz çünkü oyuna tam hakim değilsiniz. Sonra sonra hayvanlarla nasıl baş etmem gerektiğini anladım, sizlerle de aşağıda paylaşacağım.

Hayvanları kovalamanın gereksiz olduğunu düşünenler var, bence oyuna gerçekçi bir tat katmış bu kısımlar. Asıl hikayenin yanında hayvan avlama olayı ile birlikte düşman evlerini ele geçirme, radyo kulelerini ele geçirme, kötülük yapanları para karşılığı aşağı indirme gibi ek görevler bulunuyor. Bu da kendinizi oyunun baş kahramanı haline getiriyor.
Radyo kulelerini ele geçirmek önemli çünkü her ele geçirdiğiniz radyo kulesi çevresindeki haritayı açıyor. İleride para ile de satın alabiliyorsunuz bu haritaları. Eğer haritalar açılmazsa bir boşlukta dolaşıyormuşsunuz gibi haritada yolunuzu yordamınızı göremiyorsunuz.
Düşman evlerini ele geçirmek önemli çünkü yolda giderken, özellikle haritayı açtığınızda göreceksiniz, yürüyerek veya araba ile fark etmez, kırmızı bölgelerden geçerken her an bir apaçi ile karşılaşmanız mümkün. Bir tanesi ile karşılaştığınızda az adam olmasını küçümsemeyin çünkü arkadaşlarını çağırıyor ve ister istemez bir kaosun içerisine giriveriyorsunuz.
Hayvan avlama belirttiğim gibi, daha büyük cüzdan, daha çok şırınga ve silah taşıma aparatı falan yapmak için gerekli. Ama ilerleyen bölümlerde benzer silahları apaçileri öldürdükten sonra ellerinden de alabilirsiniz.
Bunların yanında ilerleyen bölümlerde bir çok tehlikeli kısımları kolayca atlatmanızı sağlayacak şırıngalar var, bunlar yardımıyla belli bir saniye süresince hayvanların sizden uzak durmalarını, yangından etkilenmemeyi veya suyun içerisinde nefesinizi daha uzun süre tutabilmeniz gibi değişik özellikler sağlıyor. Oyun stratejinize göre ilgili şırıngayı önceden hazırlayıp yanınıza alıyorsunuz. Şırınga taşıma çantası burada önemlilik arz ediyor, eğer 2 tane taşıyabiliyorsanız birini kullandıktan sonra diğerini yeniden tasarlamanız gerekecek.

Sarı renkli şırıngalar hayvanlarla ilgili, sarı çiçeklere ihtiyacınız var bunlar için.
Yeşil renkli çiçekler sağlık için. Eğer enerjiniz düşerse üçgene basılı tutuyorsunuz ve enerjinizi topluyorsunuz.
Kırmızı renkli çiçekler yangından falan etkilenmenizi önlüyor.
Mavi renkli çiçeklerse daha derin suya dalmanıza yardımcı.
Olmazsa olmaz değiller ama yardımları da oluyor Allah için.



Dövmeler var birde, XP puan aldıkça ek özellikle açılıyor, en çok hangi alanda uzmanlaşmak istiyorsanız onu seçip kendinizi geliştirebiliyorsunuz ve geliştirdiğiniz özelliğe göre dövmeleriniz oluyor. Başta çelimsiz bir çömezken ileride rambo kesiliyorsunuz :) Tabi bir konu daha var, daha fazla XP puanları almak için adam öldürme taktiklerine dikkat etmeniz gerek. Ortaya dalip çatisabilirsiniz de ancak sinsice öldürürseniz daha fazla puan alacaksınız, bence sinsice öldürmek daha zevkli, ruhlari duymadan ele geçiriyorsun evleri.

Her bölüm hissettirmeden gittikçe zorlaşıyor. Ama ne yaparsanız yapın iyi bir strateji kurmanız gerek. Önce gidip -ne yapmak istiyorsanız- o duruma göre silahlarınızı donanmanız gerek, yeşil çiçeklerden stok yapmanız gerek. Bazı yerlerde bakıyorum silahlar yetersiz kalıyor geri dönüyorum veya bir yere saldıracağım zaman hayvanın biri gelip bana saldırıyor onun yüzünden ölüyorum. Bu tarz şeyleri göz önünde bulundurmanız gerek.

Hazine avı ile ilgili bir bölüm vardi, yesillik, eski mezarlar, tarihi uzak doğu mekanları bana uncharted'ı hatırlattı ister istemez.

Genel itibari ile oyun bu şekilde.

Keşke oyun Türkçe seslendirme veya olmadı Türkçe alt yazılı falan olsaydı diyorum yer yer, iyi kötü anlıyoruz ama neden anadilimde oynayamayayım bu oyunu diye de soruyor insan.

Sonu hüzünlü bitiyor.

FryCry'ı doya doya oynamaya devam ediyorum. Bu arada Naughty Dog'un yeni oyunu "The Last of Us" için 7 Mayıs'a kadar, "Grand Theft Auto V" içinse 17 Eylül'e kadar bekleyedurayım.

Bu oyunun tutkunu olacağımı hiç düşünmemiştim ama hakikaten çok iyi.

Kesinlikle tavsiye ederim.






 









Hiç yorum yok: