25 Aralık 2013 Çarşamba

Beklenmedik doğum hikayem



Hani söyleyip duruyordum ya doğal doğum yapacağım, normal doğum en güzeli... 34.haftalardaydım sanırım, doktoruma suni sancı dahi istemiyorum diyorum, arkasından atarı yiyorum tabi orasını bana bırak! diye. En azından ne kadar çok normal doğum istediğimi biliyordu kendisi.

Şu hayatta sadece bir şeye kanalize olmamam gerektiğini pazartesi günü, yapacağım doğumum ile ilgili kafamda kurduğum ne varsa bir tanesinin dahi gerçek olmaması üzerine anladım. Artık büyük konuşmayacağım diyeceğim ama belki de bu şekilde büyük konuşuyorumdur :(

Son haftalarım olması nedeni ile ciddi şekilde ağırlaşmıştım, evden çıkmaya gözüm korkuyordu açıkçası. 32.haftadan itibaren zaman hem çok hızlı geçti hem de hiç geçmedi diyebilirim. 

15 Aralık Pazar günü yine bütün gün evde bir sağa bir sola dönüp durup, sıkıntıdan patlamak üzereyken eşim saat 20:30 civarı Bağdat caddesine gidelim bir turlarız, yemek yeriz diye ikna etti beni. Her ne kadar canım istemese de hava almak iyi olur diye düşündüm ve attık kendimizi caddeye. Yemeği nerede yiyeceğimizi bilmediğimiz için Suadiye'de indik taksiden ve neredeyse Göztepe 50.yıl parkına kadar yürüdük. Caddebostan'ın sonundaki Cook Shop'a girdik. O kadar yol yürümekten hiç yorulmadım aslında hatta rahatlattı beni. Yemeğimizi yedik, sohbet ettik ve 23:00'te evdeydik. Tuvalete girdiğimde çamaşırımın hafif ıslandığını ve tıpkı sümüğe benzer bir akıntının geldiğini gördüm anında kafamda milyon tane soru işareti belirdi:
-Acaba şu "nişan" denilen şey miydi bu? Ama kanlı gibi oluyordu o? Biz 3 Ocakta bekliyoruz bebişi? Tamam 38.haftadan itibaren doğumu beklemek gerek ama birazcık erken değil mi şuan sanki? Eşime söyledim bu durumu. O da:
-"Doktoru ara istersen" dedi. Zaten ertesi gün arayıp kontrole gidecektik, "sabah ararım" dedim. Kelebek etkisi diye buna deniyor işte. O anda telefon açsam yaşayacaklarımız tamamen farklı bir yönde seyredebilirdi ama ben aramamayı tercih ettim. Yine de içime bir kurt düştü çünkü önceki gün akşamı ve pazar günü sabahı adet sancısına benzer ağrılarım olmuştu. İnternette biraz araştırma yaptım fakat elle tutulur bir şey bulamadım. Annemi aradım o da açmadı telefonunu, sessize almış. Sonradan gece 3:00'te görmüş çağrımı ve sabaha kadar uyuyamamış, kafasında kurmuş durmuş. Ablama da mesaj çektim durumu anlattım, su gelmesi durumunu fark etmememin mümkün olmadığını, tutamayacak kadar çok aktığını, endişe etmemem gerektiğini belirtti.
Sonra yattık, sabah kalktığımda aynı sümüksü akıntıdan yine gelmişti. Çamaşırımda ıslaktı fakat anlatılanlar gibi su gelmesine benzemiyordu, sanki adet kanaması gibi azar azar gelen bir şey vardı. Sabah doktorumu aradım fakat müsait olmadığı için meşgule düşürdü. Bu arada benim doktorum Zeynep Kamil Hastanesinin doktorudur, özel ve devlet kurumlarında bir arada çalışmak yasak olduğundan dışarıda önceden sözleştiğimiz Üsküdar'da bulunan bir hastanede doğumu gerçekleştirecektik.

Sonrasında saat 12:00'de dönebildi bana, durumu açıkladığımda hemen çık gel muayene edelim seni dedi. Eşime söyledim hazırlanıp taksiye bindik, bu arada asansörde giderken eşime heyecanlı mısın? diye sordum, niye heyecanlanayım ki, muayene olup döneceğiz dedi. Biz Göztepe civarındayken doktorumuz yeniden aradı, babasının rahatsızlandığını, onu acil hastaneye kaldırması gerektiğini ve akşam bana tekrar ulaşacağını söyledi... Sonra ne mi oldu? Bir sonraki yazımda :)

Hiç yorum yok: